6 Nisan 2010 Salı

öğrenir insan


öğrenir insan dayanmayı çünkü dayanmamak
dünyayı onlara devreder
ve onların gerçekten
sıfır kadar değeri yok.

dayanmak yürek ister
ve olasılıklar ne kadar kötüyse
zaferin tadı o kadar
iyi çıkar.

özgürlük
için savaşmak gerekir derler.
bunu biliyorum.
ama ben japonlarla, italyanlarla, almanlarla
ya da ruslarla
savaşmak zorunda kalmadım
özgürlüğüm için.
amerikalılarla savaştım; aile kurumuyla, okul
bahçesiyle, patronlarla, sokak hanımefendileriyle,
dostlarla, sistemin
kendisiyle.

sonu yok, elbette, savaşmanın.
zamanında varan bir tren gibi gelir zorluklar.
artık akşamdan kalınan bir sabah ya da
fabrikadaki üretim bandı olmayabilir sorun,
ihanet, yalan ve sahte
umut alır yerlerini.
uykumuzda bile sınandığımıza
inanıyorum, ve sık sık her şey o kadar
ölümcül bir hal alır ki
gülmekten başka bir şey gelmez elden.

biraz talih gerekir dayanmak için, biraz bilgi ve
makul ölçüde
mizah, çünkü kayıtsızlar daha da kayıtsızlaştı,
güçlüler daha da güçlendi,
bir zamanlar cesur olanlar ise
artık daha az cesur ve
bize kalan tek şey
filin ormanda sessizce durup ölümü bekleyişini
göz önünde bulundurmak,
insanların tekrar tekrar başarısızlığa uğrayışlarını,
rahibin dualarını unutuşunu,
aşkın ahmaklığa dönüşünü,
ya da soğuk yağmurların mozart'ın mezarını
ıslatışını. bütün bunlara ve daha birçok
şeye rağmen
insan öğrenir sonunda
dayanmayı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder