10 Kasım 2009 Salı

oldboy


özgün ötesi muhteşem bir senaryo, muhteşem kareler, uzakdoğu insanının kırılgan yapısının ve ahlak anlayışının sadeliği, yönetmeninin hastalıklı bir ruh haline sahip oluşu, intikam duygusunun doruklarına çıkılması, oyunculukların olağanüstü oluşu ve insanı 2 saat içinde yerlerden yere vuran kurgusu.

işte oldboy. en kaba haliyle oldboy.


filmin üzerine az şey söyleyip çok şey anlatmak isterim. iki kişiye izlettirdim bu filmi. kafalarını patlatarak hem de. izleyin izleyin izleyin diyerekten. yanımda izlediler en sonunda. önyargıları vardı bir kore filmine. nedense ilk başlarda bu herkeste oluyor.

izlediler.

film bitti. kilitlendiler.

lan film nasıldı diyorum. cevap yok. adeta kilit oldular.

kendilerine geldiklerinde mevzuya nerden gireceklerini bilemiyorlardı.


filmin son 30 dakikası anlatılamaz. çünkü 30 dakikada sıkıcı bulduğun ilk yarıya dönüyorsun ve filmi izlerken tekrar izliyorsun geriden gelerek, düşünerek, vay amınakoyim diyerek.

insanı son 30 dakika acayip gerer bu yönüyle oldboy. o saniyelerde bok gibi hissedersin kendini.

bir film ancak bu kadar bir insanı ele geçirebilir.

tüm bunların dışında 2004 cannes özel jüri ödülünün de sahibidir.

izleyin. sıradan bir intikam filmi asla değil. intikamı yeniden yorumlayan bir filmdir. intikama yeni bir boyut kazandırandır. izleyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder