24 Mayıs 2010 Pazartesi

sevgiliye çiçek almak

ne zaman bir çiçekçinin önünden geçsek ya direkt ya da dolaylı bir şekilde söylüyordu çiçek almam gerektiğini. bende bunun spontane olması gerektiğine inanıyordum açıkcası. canım istemeli ve bunu onun aklında hiç yokken alıp onu şaşırtmalıyım diye düşünüyordum. her defasında o benden daha önce düşünüyordu. daha önce hiç kimse ona çiçek mi almamıştı, çiçek fetişisti miydi , yoksa beni mi tartıyordu bilemiyordum. insan kadınların zihnindekileri anlamaya çalıştıkça onlar gibi oluyor. çok tehlikeli yaratıklar.

daha önce kimseye çiçek almamıştım. özel bir şey olsun istedim ve özel bir günde ona sürpriz yapayım dedim. sabah kalktım. çiçekçiye gittim. ne alacağımı bile bilmiyordum. çiçekçi nasıl olsun işte dediğin de ''ya kokulu mokulu çiçek işte'' demiştim. adam neredeyse ''ilk kez' mi diyerek bakışı attı bana. utandım. biraz da gerginleştim.'' o zaman güllü müllü bir şeyler yapalım'' dedi kadınlar her daim sever gülü. tamam dedim. ''kaç tane koyim'' dedi, gülden bahsediyordu. kararsız biriydim. ve kararsızlığım anlaşılmasın diye de mütemadiyen saçmalardım. üstünkörü kararlara imza atardım. 15 tane koy dedim. adamın gözleri fal taşı gibi açıldı. ''biraz fazla olur'' dedi sığmayabilir. 10 yap o zaman dedim. neyse bir demet yaptı. baya afili duruyordu. ''kaç para bu ''dedim. bir an önce ordan çıkmak istiyordum. 3 sene öncesinin fiyatıyla 100 tl dedi. ohalanmıştım. daha hediye de alacaktım. taksi parası vardı. hemen 5 olsun ya dedim. şimdi anlamıştım erkeklerin neden çiçek almak istemediklerini. çok pahalıydı çünkü siktiğmin bitkileri.

taksiye elimde gül ile bindim. utanıyordum amk. arkaya oturdum. armada adlı alışveriş merkezinde durdurdum taksiyi. bir tane ayakkabı almak idi niyetim. sabah daha 10.30 filandı. mağazalarda kimse yoktu. kafamda bir tane şapka elimde çiçekle. - gerginim ya çiçeği takside bırakmayı bile unutmuşum- mağazadan içeri girdim.

satış görevlisi çocuk benim içeriye gireceğimi görünce, arkasındaki çalışan kızlara dönüp '' hadi yine şanslısınız '' demesin mi.. beni çiçekçi sanmıştı güya mağazada çalışanlardan birine çiçek getiriyordum. hemen atladı ben içeriye girdiğimde '' kimin adına geldi '' diye sordu... hayır dedim ayakkabı alacağım ben. pardon dedi gülmemek için kendini zor tuttu. '' nasıl yardımcı olabiilim''?

iyice gerginleşmiştim. okula gittim. arkadaşını aradım. bir kıza çiçek nasıl verilir en ufak bir fikrim yoktu. kız arkadaşı ben şuraya getireyim sende karşısına çık ver dedi. sürpriz olsun. tamam dedik. kampüste elimde bir çiçek kendimi üstüme işenmiş gibi hissediyordum. kendimi çok kötü hissediyordum. çiçeği bir sağ elime alıyor bir sol elimi alıyordum. neremle tutacağımı bilmiyordum. salaklaşmıştım. en son 14 yaşında ilk kez milli olurken bir orospıyla, ereksiyon olamadığımda böyle olmuştum.

neyse hatun gözüktü, ben geri çıktım. yaklaştı. köşede duruyordum. geldi. ta ta ta taaam diye çıktım köşeden. haaaa dedi bayıldı.

kızı korkutmuştum. hayvan gibi bir bağırtıyla çıkarsan tabii karşısına... kolonya falan derken revirde zor ayılabildi.

al çiçek dedim.

öküzsün sen dedi.

haklısın dedim.

bir daha çiçekçi dükanının önünden bile geçmedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder