20 Nisan 2010 Salı

ezan okunurken aşık olmaktan vazgeçmek

upuzun bir kahpeydi. saçları kısaydı turuncuya çalardı. ilk kez okulda öğrenci işleri sırasında görmüştüm onu. 1 saat sonra da bulunduğum sınıfa adımını atmıştı. okulun daha ilk haftasıydı. öncesinde hiç görmemiştim kendisini. heralde alttan ders alıyor diye içimden geçirmiştim hoca dersi anlatmaya başladığında. sadece önüne bakıyor hiçbir şekilde kimseyle göz temasında bulunmuyordu. kendisini ağırdan satan kahpelerden diye düşündüm hemen. böyle çok kız tanımıştım ve işimin kolay olacağı düşüncesiyle arsız bir mutlulukla doldurmuştum içimi o an. hedefti o artık benim için. yeni oyuncağımdı. yeni heyecanımdı. sabah erkenden kalkıp çocuklar gibi kendimi okula hazırlama sebebimdi. karılar gibi. metroseksüel ilan edilmiş zavallı milenyum erkekleri gibi.

otoparkda görüyordum hep, arabası vardı. mini eteğiyle eğilip oturunca penthouse'dan fırlama gibi oluyordu. bir filmin içinden çıkıp gelmiş gibi yürüyordu. yüzü o kadar da güzel değildi diyordum kendi kendime, yüz önemlidir diyordum. içimi siktiri boktan bir karamsarlık almıştı ve bu şekilde kendimi avutmaya çalışıyordum. onu elde edemeyecektim. hatta tanışamayacaktım. bu kız gerçekten diğerleri gibi değildi. ağırdan almıyordu. ağırdı. kendine has bir havası vardı. tamamen gerçekti bu kahpe. diyerek bir zamanı böyle harcadım.

kantinde onu gördüm bi gün. biriyle konuşuyordu. konuştuğu benim tanıdığım bir hatundu. hemen gittim hızlı hızlı. hatuna ne diyeceğimi bilmeden koşar adım yürüdüm. çok sigara içerdim, soluk soluğa kalmıştım. bizim kıza selam verdim. o da naber len diyerek mevzuya daldı. turunculu orospu hala yüzüme bakmıyordu. ilk gördüğünde merhaba der gibi ağzını bükmüş sonra yüzünü benim olduğum yörünge dışında her tarafa çevirmişti. şöyle böyle derken bizimm hatun öğle yemeğine çağırdı. turunculu da gelecekti hem. hemen kabul ettim.

yemeğe gittik. biraz espri yaptım. gülümsedi. iki gün sonra yine gittik bu sefer güldü. sonra sınıfta yanına oturdum ismiyle hitap ediyordum artık. beraber sigara içmeye beraber yemek yemeye gidiyorduk. okul dışında da görüşmeye başlamamız 2 haftamızı almıştı. kahveler içiyor, nargileler tüttürüyorduk.

bu kızda beni çeken bir şey vardı. ses tonu, şuh kahkaları, mini etekleri, dolgun dudakları ve sert memeleri... ona aşık değilim diyordum, elde etmek istiyordum ilk önce, sonra zaten aşık olurdum. kendimi nasıl olsa kaptıracaktım biliyordum. yıllarca kadın milletinden çok şey çekmiştim. geneli yaralamıştı beni. önyargılarım vardı ama hep başa dönme isteğim de vardı aşktan kadınlardan tamamiyle bir türlü vazgeçmemiştim. her zaman temiz bir sayfa bulsam yazılmak istediğimi düşünürdüm. ama yoktu öyle bir sayfa da derdim. zaman zaman ağır triplere giriyordum. histeri krizlerine girip çıkıyordum.

1 ay kadar zaman turuncuyla sevişeceğim günü hayal ettim. kaptırmıştım da kendimi. onla yemek yapmayı, iyi bir müzik ve içkiden sonra sabahlara kadar tavşanlar gibi yatakta dönüp durduğumuzu, amerikan aşk filmlerindeki orospu çocukları gibi birbirimize türlü munzurluklar yaptığımızı hayal ettim. arkadaşlarıyla aramı iyi yapmış, her şeyi kontrolüm altına aldığımı sanmıştım. kimin ağzını yoklasam tamam bitti artık siz oldunuz lafları işitiyordum. turunculunun arkadaşlarına söylediği de bu şekilde şeylerdi.

artık o günün geldiğini hissetmiştim. güzel bir yerde buluştuk. daha önce hiç açmadığım konuları açmıştım. nolacaktık biz demiştim. olacağız demişti. ağzıma çalınan balla sevindirik olup yine hayallere dalmıştım.

iki gün sonra, telefonlarıma cevap vermedi. ilk zamanlar bunu yapardı ama sonra bu huyundan vazgeçerdi. acaba yine tirp mi atıyor diye düşünürken siktir et üstüne gitme dedim kendi kendime.

derken; bir gün sonra onları gördüm. el ele sinemaya giriyorlardı. çok yakışıklı bir orospu çocuğu vardı yanında. dışarı çıkıp bir sigara yaktım. ezan okunuyordu. yukarı bakıp sövdüm. eve gidip yattım.

niye böyle olmuştu saatlerce düşündüm. defalarca aramama rağmen telefonuna bakmıyordu. arkadaşlarına sorduğumda onlar da şaşırmışlardı. bilmiyoruz diyorlardı. ertesi gün gidip bildiğim ne kadar küfür varsa edecektim, suratına sıçacaktım. ucuz intikam duygularıyla sabahı zor ettim.

okula gittim. öğlen ancak görebildim. iğrenç bir güneş vardı. otoparkta yakaladım.

- ya inanamıyorum dedim.. sen ve o... diye devam edecekken..

+ lütfen uzatma olan oldu üzgünüm. dedi.

ne zaman bir konuşma için hazırlık yapsam sıçıp batırır heyecanlanırdım spontane yaşardım çünkü mütemadiyen.

arabasına binip gitti sonra. uzaklaştı aniden. öylece kalakalmıştım ben.

bir sigara yaktım. ezan okunuyordu. yukarıya bakıp sövdüm. daha şiddetli sövdüm.

eve gidip yattım. zil çaldı. kapıcı aidat istemeye gelmişti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder