13 Aralık 2009 Pazar

saw 6


gece 12 seansına gittiğim ve az önce izlemiş olduğum serinin son filmi.

gayet başarılı.

yine bilindik testere oyunları vardı yöntemler değişik olsa bile. işte hayatta kalmak için bir uzvunu feda etmek zorunda olman, devamlı seçim yapmak durumunda kalman, vicadanınla muhaseben, geçmişinle hesaplaşman ve dibine kadar özeleştiri falan filan. artık testere klasiği oldu bunlar. bir testere felsefesi.

insan hep ölüm kendisine yaklaştığında mı farkeder hayatın güzelliğini, kıymetini?

ama tüm bunların yanında filmi özel kılan şey , amerikan sağlık endüstrisinin öldüresiye tenkit edilmesiydi. bir şekilde ve çok özel bir şekilde konunun jigsaw ile bağlantılanmasıydı.

belki ahlaki sistemleri yoran bir şey bu ama, ister istemez jigsaw'a hak veriyor bünyeler, bazen ikilemde kalıyor , çoğu an bu endüstiriye lanet ediliyor.

işte saw 6'da bu vardı diğer serilere göre...

diğer serilere göre kurgusunda da büyük bir netlik vardı. bunu serinin ilk filmindeki ekibin tekrar iş başına gelişine yormak lazım.

bu arada, bu seride diğer göze çarpan özellikte , jigsaw'un karısının artık daha etkili bir hal almasıydı filmde.

final sahnesi yine çok çarpıcıydı, dediğim gibi saw 6 oldu belki sırf bu uzunluktan dolayı refleks icabı herkes bitsin artık falan diyor , yadırgıyor ama güzel be kardeşim.

tüm oyunlar bir mühendislik harikası, mantık silsilesi içerisinde. insani ögeler de çok fazla, insanların ölüm anlarında nasıl şekil değştirdikleri ve bencilleştikleri de anlatılmakta en pürüzsüz bir şekilde.

istatistiklere takılmamak lazım. eğer bu mantıkta bu güzellikte devam edecekse isterse saw serisi 20'ye kadar gitsin. film seyrediyoruz biz çetele tutmuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder