16 Kasım 2009 Pazartesi

değildir bu dünya erkeklere göre

insanı mutsuz eden bir gerçek.

erkeklere göre değil bu dünya. bunu 1 saniyeliğine düşündüğünde bile anlayabiliyor insan. peki çok mu önemli bu dünyanın kime daha fazla yakışması? elbette değil. konu o değil. konu bu durumun erkekleri mutsuz yapması. özünü mutsuz yapması.

gecenin 3'nde çıldırıp saçmalıyor da olabilir bu bünye iddialı bir genellemeyle. ama konu bu da değil. konu bu dünyaya özü mutsuz bir şekilde gelen erkekler.

kadınlara daha fazla yakışıyor zira bu dünya. dünyanın cinsiyeti olsaydı kesinlikle kadın olurdu zaten. bizler bu işi bilmiyoruz, ne giyinmeyi, ne çekici olabilmeyi başarabiliyoruz. ne bir kadın gibi poker suratına sahibiz, ne de gerektiğinde susup, gerektiğinde konuşmayı biliriz. erkek dediğinin egosu, düzüşmek ile itibar arasında gidip gelir. o anlarda kıçına çakıl taşı bile sokabilirsiniz erkeğin, o kadar şartlanmıştır çevreden becerileri için ilham almayı.

bok gibi de samimilerdir hani, bok gibi de düşündüklerini söylerler, bok gibi de adarlar kendilerini bir kadın için, bir ülke için...

kadınlar öyle midir peki?

dünya gibidirler. hayatın güzelliklerinden biraz haz almana izin verirler, önce beleş verirler afyonu mideye, sonra bedel isterler. biri ruhunu ele geçirir biri bedenini.

ikisi de ateşe atar insanı, bazen çukura..

kadınlar delidir. aynı dünya gibi.

dünya kadınlarındır.

erkek hep çalışır, kadın çalışma hakkı elde etmek için yüzyıllarca mücadele verip, sonra da zengin koca isteyip rahata ermek ister. bunu erkek yaptığında jigolo olur. adamdan sayılmaz. erkek zanneder hep. zannettirilir.

kadınlar sinsidir.

güzel dudakları, şehvetli memeleri, can alıcı bacakları vardır. insanın içine işlerler.

erkek kendine magnum bile yapsa, onları aşamaz. erkek sefildir. gariptir. yetimdir.

değildir bu dünya erkeklere göre. bu dünya onların dünyası değildir. bu dünya onlara göre değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder